Перевод: с французского на турецкий

с турецкого на французский

üzüntü duymak

См. также в других словарях:

  • yeis duymak — üzüntü çekmek, kahrolmak Bu kelimeyi işitince derin bir yeis, anlatılmaz bir elem duyarım. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acı çekmek (veya duymak) — 1) ağrı, sızı duymak Ameliyattan sonra çok acı çekti. 2) mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmak Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yanıp tutuşmak — 1) güçlü bir aşk ile sevmek 2) bir şeyi elde etmek için güçlü bir istek duymak Her şeyden önce bir bakanlık koltuğuna kurulmak ihtirasıyla yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak için her vasıtayı mübah saydığını sezip anlamamış mıydı? Y. K.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burkulmak — nsz 1) Burkma işine konu olmak 2) mec. Üzüntü duymak Hayatımızda bozukluğunu, yokluğunu içlerimiz burkularak duyduğumuz ne vardır ki millî şuur eksikliğinden gelmesin? O. S. Orhon 3) Kol, parmak vb. birdenbire kendi eklemi üzerinde dönmek, bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gamlanmak — nsz Tasalanmak, üzüntü duymak, kaygılanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • incinmek — nsz 1) Çarpma, sıkışma, burkulma vb. etkenlerle vücudun bir yeri ağrı verir duruma gelmek İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar. F. N. Çamlıbel 2) den, mec. Birinin herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • utanmak — nsz 1) Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak Düğün sofrasında kendisinden başka böyle çatal tutanı göremeyince pek utandı. A. Gündüz 2) den Sıkılmak Hayır, edebiyattan değil, karşısında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üzülmek — nsz 1) Üzme işine konu olmak Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi. R. N. Güntekin 2) Üzüntü duymak, kaygılanmak Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hayal kırıklığına uğramak — çok istenilen veya umulan bir şeyin gerçekleşmemesinden üzüntü duymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yasını tutmak — (birinin) kötü bir olay sonunda acı ve üzüntü duymak Ben gittiğimde karısı hasta olduğu için kliniğe götürülmüş, hepsi onun yasını tutuyordu. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • utancından yerin dibine girmek — istenilen biçimde ve nitelikte olmama karşısında üzüntü duymak, aşırı utanmak Süleymaniye nin avlusunu dolaşırken, utancımızdan yerin dibine gireceğimiz geldi. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»